19.10
Karşımda deniz, kıyısında uçurtma uçuruyorlar. Kucağımdaki bir gözü olmayan kedi biraz tedirgin, iki köpek dolaşıyor çünkü. Biri siyah biri sarı. Sarı olan kemiğini alıp oturduktan sonra kedi işine geri dönüp tırnaklarını üzerimde törpülüyor. Pati aç, pati kapa. Pati aç, pati kapa... Güneş son ışıklarıyla yüzümü severken düşündüğüm şey güneş kremi sürmeyi unutuşum. Eh, anı yaşarken yaşlanmaktan korkuyorum, gençlik benim kalmalı hep. Nerede..? Gözlerimde güneşe sürekli bakmaktan oluşmuş beyaz beneklerin izleri... Hava fazlaca esiyor ama yanımda getirdiğim ceketi giymiyorum. Sonbahar yakın. İleride zaten ceketsiz oturamayacağım. Hem kucağım sıcak, kedi mırıltılı... Gerek yok. Fazla köşedeyim diye sanırım, garsonlar beni görmedi. Ya da onlar da manzaranın tadına varma derdinde. Bilemem. Ama çay istiyorum. Tek eksiğim bir bardak açık çay.
Bir yandan kendime söz veriyorum, ilerleyen zamanlarda da böyle güzelce tadını çıkaracağım sevdiğim bu şehrin diye. Bir yandan da tanıyorum kendimi. Sevdiğim şehirlerin ve insanların hayaletleri peşimi bırakmayacaklar. Onlarla yaşamayı öğrenmek gerek. Aslında öğrenmeye başlayıp bir miktar yol kat etmiş olmalıyım ki şu an buradayım. Tek başıma, kedi dostumla.
00.11
Hayattan keyif almayı son derece özledim. Dün akşam gözlerindeki ışıltıyı kıskandığım birine rastladım. Günlerce de göz göze geldiğim biri halbuki. Ama yüz yüzeyken hiç fark etmemiştim bu ışıltıyı. Belki de dikkat etmedim. Bilemem. Bende artık aynı ışıltı yok. Sahi, insanların gözlerindeki ışıltıyı ne, nasıl tamamen çalar? Gerçekten merak ediyorum. Bir daha yerine gelmeyecek hale nasıl getirilir?
Birkaç saat önce arkadaş henüz sarhoş olmadan, şarkılar açıp dinledik, eşlik ettik. Kokuları ve şarkıları, anılara ve insanlara ne kadar bağlamışım tekrar fark ettim bir şarkı beni alıp götürünce.
Tiryakinim, hepsi ortaokul çağında üç kız, arabanın arka koltuğunda... Babam hepimize barbieli kalemlikler almış. Kırtasiye kırtasiye gezmişiz. Eşlik ediyoruz acıklı şarkıya hep birlikte. Ama hepimiz gülüyoruz. Diğer iki kız babamın arkadaşının kızları. Sonrasında bu şarkı bana onları ve babamı, bu güzel anıyı hatırlatır oldu. Kız kardeşlerden büyük olana da babama mektup yazarken şarkıya eşlik etmek düştü.
Sonra...
Shecharhoret, çalıyor, E önerim üzerine açmış.. Yine aradabayız. Üzerimde elbise var. Saçlarım kısa. Bir kafeden dönüyoruz birlikte. Gecenin ışıkları ilerlerken sessizce dinleyip huzurlu akşamın kapanışını yapıyoruz.
Daha çok tabi.
Pembe mezarlık, birbirini hiç görmemiş sekiz kız arkadaşın şarkısı olmuş. Onlardan üçü son on yıldır birbirlerinden kopmamış...
Değmesin Ellerimiz çalıyor radyodan. Biz karşı koltuklardan eşlik ediyoruz. Hava çok sıcak. Dışarı da çıkmıyoruz. Evde olmaktan yana keyfimiz yerinde. Sadece gün bitmesin de gitme günü gelmesin diye düşünüyorum. Mutfaktan da sesler geliyor.
Bir mektubun sonuna bir video eklenmiş. Videonun da mektubun da konusu ve sonu kalp kırıcı. Ondan sonraki dört sene videoda çalan o şarkı hiç dinlenmemiş. Dayanılamamış. Sonunda geçenlerde cesaret edip açsam da beklediğim gibi olmadı. Etkisini yavaş yavaş kaybetmiş. Yine de şu an açıp dinlemek gelmiyor içimden. Açmayı düşününce çarpıntım tutuyor.
Bir soru daha var aklımı kurcalayan. Benim bazı anılarım kayıp. Kötü anlarım. Zihnimin beni korumak için bunları sildiğini tahmin ediyorum yalnızca. Merak ettiğim şey şu. Bir sürü kötü hatıra daha sayabilirim bunların üzerine. Zihnim neye göre özellikle bunları seçip sildi de, diğerlerini neredeyse takıntı boyutunda sürekli hatırlatıyor bana? Neye göre silinip neye göre önüme getiriliyor?
Aklımda deli sorular. :')
Gün sakin başladı, güzel ilerledi, sonunda biraz can sıktı ama bitti işte yine. Yarın daha güzel olacak. ❤️
Tamamen sizden kaynaklı kötü anılar durup, başkalarının sebep oldukları siliniyor olabilir:) Ya da tam tersi.. Bende ilki olur, çünkü hata yaptığımı ve benden kaynaklı başıma gelenleri affedemiyorum:)
YanıtlaSilHerkesin yapısı farklı işte. Ben henüz kendiminkini tam çözebilmiş değilim. *-* Ama bir gün bulacağım bu iksiri..
SilÜç ay önceki ben şu cümleleri boş gözlerle okurdum. Şu aralar çok daha anda kalıyorum, çok daha mutluyum. Hayat her haliyle güzel geliyor bana. Hatta özlemlerimle ve peşimi bırakmayan hüzünlerimle bile. ^^
YanıtlaSilNe güzel yazmışsın içinden geçenleri. Okurken yanında gibi hissettim. Kedi çok şeker. :) İnsanın ruhu yorulunca bazen gözlerine ışıltı düşmüyor sanırım. Her şey gönlünce olsun. 😊
YanıtlaSilDinlenince geçer o zaman umarım. *-* Teşekkür ederim, hep birlikte inşallah..
SilBana da oluyor o mektuplardaki şarkıları bir daha kalbin ağzına gelmeden dinleyememek hissi.. Ben de sevmiyorum o hissi hiç.. Ama güzel şarkılara yazık oluyor sanki?
YanıtlaSilKesinlikle yazık oluyor. Hele bir de oturduğun mekanda başka biri tarafından açıldıysa ve değiştirme şansın yoksa modunu öyle bir etkiliyor ki. O şarkıyı dinlediğinde hissettiklerin doluşuveriyor içine. Aman aman.
SilTek başınıza kedi dostunuzla olsanız da gelecekten gelip o anda oturdum ben de yanınıza satırlarınızı okuyunca, esen rüzgarın içinde vardık belki, kim bilir :)
YanıtlaSilHafızadan kopup gidenler nasıl oluyor bilinmez ama biz bilmesek de bizi bizden daha iyi bildiklerini düşünüp olura bırakmak güven veriyor en azından:)
Ne güzel, o an yalnız hissetmeyişimin de bir nedeni varmış demek.. ^^
SilKötü anıları değil de benim de merak ettiğim harika anlar varken hatırlamam gereken, onları unutmuş olup sıradan bir gündeki sıradan bir olayı nasıl hatırlıyorum ?
YanıtlaSilOnu da merak ediyorum ben de evet. *-* Alakasız bir anda akla düşen sıradan olayları hele...
Sil